Merhabalar,
Daha önce 1. kısmını anlattığım kültür turunun devamını yazacağım bugün. Kaz Dağlarından sonra otelimize gece konaklamak üzere hareket ettik. Sabah ise tabiri caizse karga b.kunu yemeden sabah 06:30'da kalkıp yollara düştük. Bu günkü ilk durağımız Truva Antik kenti idi. Eski Turuva şehrinin olduğu alan müze haline getirilmiş. İlk izlenim etkileyici, girer girmez Truva Atı maketi ile karşılaşıyorsunuz. Hemen yanında Antik dönem kıyafetleri giymiş animatörlerle fotoğraf çektirebiliyorsunuz. Hediyelik eşya mağazası gibi olamazsa olmazlarda mevcut. Neyse atın içine girerek fotoğraflarımızı çektirdik ve antik kenti gezmeye başladık. Buraya kadar her şey iyi de bundan sonrası gerçekten çok kötü. Truva Antik kenti dediğimz şeyden bize kalan sadece kentin değişik dönemlerine ait sur kalıntıları ve birazda kırık çanak çömlek. Diğer eserler nerede diye sorduğumuzda ise şu traji komik hikayeyi öğreniyorsunuz.
19. yüzyılın sonlarında Alman bir arkeolog Osmanlı imparatorluğuna gelir ve bölgede kazı yapmak için izin alır. İlk denemesinde başarılı olamaz ve Almanya'ya döner. Fakat adam yılmaz 2. kazı için tekrar kaynak toplayarak döner. Dönemin Osmanlısı karışık özellikle Balkan devletleri ayaklanmış imparatorluk devamlı bir savaş halinde ve hiç bir yetkili bir Almam arkeolog ve onun kazısıyla ilgilenmiyor. Adamda bu sefer Antik kenti buluyor ve bulduğu tüm tarihi eserleri ve hazineleri Yunanistan üzerinden yurt dışına çıkarıyor. Günümüzde Almanya'da Truva antik kenti müzesi mevcut yolunuz düşerse hazinelerimizi orada görebilirsiniz. Hazinelere gelince 2. dünya savaşı sonucunda Almanya'nın yenilmesinin ardından hazineler Rusların eline geçiyor ve şu anda kim bilir hangi milyoner koleksiyoncunun elinde. Üzülmemek lazım adamalar insaflıymış bize de testinin sapını bırakmışlar...
Antik kentten üzgün ve bolca kızgın olarak ayrıldık. Çanakkale üzerinden arabalı vapurla Gelibolu yarım adasına geçtik. Bu tura asıl katılma sebebim olan kısım burası. Yarım ada nasıl tarif edebilirim bilmiyorum tam anlamıyla tarih kokuyor. Ama öyle bilmem kaç bin yıl öncesi değil yakın tarihimiz. Yarım adanın neredeyse tamamı şehitlik. İnsan duygulanmadan edemiyor. İmkansızlıklar içindeki kahraman Mehmetçiğin kendi kanıyla canıyla yazdığı bir kahramanlık destanı. Burası hakkında söylenebilecek o kadar çok şey var ki yazsam ciltlerce ansiklopedi olur. Ben size kısa bir özet geçeyim. Gelibolu merkezde bir park yapmışlar kara savaşını anlatan bir maket var bire bir ölçülerde Anzak ve Bizim askerlerimizi cephede savaşırken gösteriyor. Ayrıca hem kara hem de deniz savaşını bizim topçu bataryalarını, düşman donanmasını ve düşmanın deniz savaşını kaybettikten sonra çıkarma yaptığı noktaları gösteren bir maket var. görün derim. Daha sonra yol üzerinde ki şehitlikleri ziyaret ettik. Şehitlerimizin ruhuna bir Fatiha okuduk.
Ben size 57. Alay şehitliğinden bahsetmek istiyorum. Bu alayın tamamı savaş esnasında kendinden sayıca kat be kat üstün düşman kuvvetleri karşısında mevkilerini koruyarak şehit düşmüş. Onların bu kahramanlığı sayesinde takviye kuvvetler yetişebilmiştir. Günümüz Türk .Ordusunda 57. alaya saygı amaçlı 57. alay yoktur. Sıralama 55, 56, 58, 59 diye gider.
Daha sonra Anafartalar mevkiğine geçtik Burasının en önemli özelliği karaya çıkan Anzak askerleri Albay Mustafa Kemal Atatürk'ün inisiyatif kullanarak düşmanı durduğu yerdir. Burada liderlik özelliklerini göstermiş daha sonra yıldızı parlamış ve bu günkü Cumhuriyetimizi kurmuştur.
Anafartalardan Kumkale Burnunda bulunan Çanakkale şehitler anıtına doğru yola koyulduk. Sizinle benimde burada öğrendiğim bir şeyi paylaşmak istiyorum. Anıt 4 adet ayak üzerine oturtulmuş iç tavan kısmında Türk bayrağı mevcuttur. Özelliği ise hangi açıdan bakılırsa bakılsın sadece 3 ayağı görülebiliyor. yani bir ''M'' şekli. Alamı ise Mehmetçiğin ''M'' si.....
Gelibolu yarım adasından ayrılırken gurur, hüzün, sevinç karışık duygular içindeydim. Dünya üzerinde ne böyle başka bir yer ne de Mehmetçik kadar kahraman bir asker var. Eğer henüz gitmediyseniz mutlaka bir gününüzü ayırmanızı tavsiye ederim. Etnik kökeniniz ne olursa olsun Türk, Kürt, Laz, Çerkez hiç fark etmez insan burada kendi Ceddi ile gurur duyuyor ve gözünden bir damla yaş süzülüyor.....
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Lütfen saygı çerçevesi içerisinde yorumları yapalım.Sosyal hesaplarınızı ve linklerini paylaşmayınız.Hakaret içerikli yorumları yayınlamıyorum. :)