İlk başta şunu belirtmeliyim ki benim gibi gerilimi çok seven ve Tess Gerritsen hayranı biri olarak genelde kitaplarını bir hışımla başlayıp bitiririm. Ama maalesef bu kitabı bitirmek için kendimi zorladım. Çin mahallesinde gelişen hikayeyi kitap kapağı ile çok bağdaştıramadım daha akılda kalıcı etkileyici olabilirdi.Ve bir kere daha anladım ki Jean ccristofer Grange nın yerini kimse tutamaz ... Hikayemiz Bir turist rehberinin ''Billy'' Çin mahallesinde 13 turistte cinayet öyküleri anlatmasıyla başlar daha sonra turist gurubunun tesadüf eseri eli bileğin den kesilmiş kadın cesediyle karşılaşması ve ardından olaya dedektif Jane Rizzoli'nin ölen kadını araştırmaya başlamasıyla olaylar yıllar önce Red phoenix cinayetine kadar uzanır.
Olay 19 yıl önce Wu Weimin bir lokantada ahçıdır 3 müşterisini ve bir garsonu öldürmüştür.Ölen garsonun eşi Irıs Frang Wu Weimin öldürdüğüne inanmamaktadır. Gel gelelim kimseye derdini anlatamazken çok fazla dedikleri de önemsenmez kocası öldürülmeden 2 yıl önce kızları laura kaybolur. Katil olan ahçının kızı ve bir başka çiftin kızları da aynı dönemde kaybolmuştur. Ve kaybolan kızların ailelerine her yıl gelen isimsiz mektuplar, kızların neden kaybolduğu, bu kızların birbiriyle olan bağlantısını dedektifimiz Jane ve ekibiyle olayı çözmede yardımcı olabilecek midir.. Kızlar nerede ve kimlerdedir. Kaybolan kızların Aileleri, Irıs Frang suçlamakta ve onun deli olduğunu söyleyip mektupların onun planladığını düşünmektedirler. Bir yerden sonra olay daha netliğe ulaşsa da kitabın sonunda hadi ya olmadım.Herkesin beklentisi farklı olmakla beraber yinede okumak isteyenler için alın okuyun derim..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Lütfen saygı çerçevesi içerisinde yorumları yapalım.Sosyal hesaplarınızı ve linklerini paylaşmayınız.Hakaret içerikli yorumları yayınlamıyorum. :)