15 Ekim 2016 Cumartesi

Ben Ve Bisikletim 2.....!

İlk yazıda bahsettiğim üzere bizim ki bana doğum günü hediyesi olarak bisiklet aldı. İlla ki öğrenmem lazım o zaman sanki muasır medeniyetler seviyesine erişeceğiz. Sonuç olarak o bisikleti evimize yakın olan bir parkta 3-5 öğrenme denemesinden sonra artık benim isteksizliğim mi yoksa onun öğretme konusunda ki kabiliyetsizliği mi dersiniz ( bence 2. seçenek ) olmadı o bisiklet önce 2 yıl annemlerin evin çatı katında durdu daha sonra 11 yaşında ki yeğenim Sudem'in keşfetmesiyle ona geçti.


Buraya kadar bir şey yok tabi. Bir kaç ay önce çok samimi arkadaşım Şükran ile konuşurken onun bir bisiklet aldığını ve yeni binmeyi öğrendiğini duydum. Aha içime şeytan kaçtı sanki. Nasıl olur da Şükran bisiklete binmeyi öğrenir de ben yapamam. Benim kendi mi avuttuğum son kale olan "bu iş çocukken öğrenilir" suya düşünce. Ben bunalım oldum.
- ya sen bana doğum günü hediyesi olarak bisiklet aldın Sudem onu gasp etti. 

Bu nidalar  arasında kafası şişen sarı oğlan gitti. Okullar açılıyor biraz deneme yapalım mı diye incitmeden bisikleti aldı.
- ha ha ha yaşasın kötülük :-)))))

Sonra biz başladık parkta antrenmana. sarı oğlan tutuyor ben gidiyorum. O bırakıyor ben düşüyorum. Onun söylemesine göre yalnız gidebildiğim mesafe en fazla 3 metre imiş. Ama yok öğreneceğim inat ettim. Bide dış etkenler var mesela geçen gün yine bir bisiklet seansında parkta bir çocuk geldi 9-10 yaşlarında

-abla sen bilmiyor musun kullanmayı. Abla versene bir tur bak göstereyim nasıl kullanılıyor.

Tabi ben kibarca hanımefendiliğimi bozmadan veledi kovaladım. Ama yok çocuk çocuk değil ejderha. Parkta takıldı peşimize arkadan eko yapıyor.

-abla düşeceksin, abla bak bıraktı seni şimdi çok fena düşeceksin

İyice sinirim bozuldu. Yoksa o gün tamamdı o iş hep o çocuğun suçu. Bizim sarı oğlan gitti çocuğa bir şeyler söyledi ve çocuk gitti. Ne dedin diyorum söylemiyor. Bu da bir garip sır küpü oldu bir anda.

Çocuğun gitmesiyle bana bir öz güven geldi. Aha dedim şimdi olacak. Bizimkine dedim biraz gidip dengemi sağlayınca bırak beni. O sıra kafamda olayı çözdüm hatta kıtalar arası bisiklet yarışlarına katıldım. Bizimkine sen de bir bisiklet al bisikletle tatile gidelim demeye hazırlanıyorum. Derken hazin son uçtum ve kolumun üzerine kondum. Neyse ki ciddi bir şey olmadı kol ve bacakta küçük bir kaç sıyrık, ayakta morluk, bilek kısmı kan revan içinde kaldı.  Bir şey olmadı canım....

Ama bana bir korku geldi canım yandı ya artık temkinli yaklaşıyorum. Hatta bisikletten uzak duruyorum. Yinede bu sarı oğlanın başının etini yemeyeceğim anlamına gelmez.

- Bana bir bisiklet kullanmayı öğretmedin diye onu şişiriyorum.

Adam en sonunda mayıs arkaya iki tekerlek daha koyacağız olup bitecek bende saftorik yüzüne
baktım. Ciddi misin???

Evet...
 4 tekerlek olur mu???  Ben kaç yaşındayım. Gece 1 00 anca çıkılır ühüüü ühüüü yapma yaa dedim
 ama bizimkisi sinir oldu ya bir kere sarı damarı tuttu ....

 bak sen şu an düşmekten korkuyorsun o yüzden binmiyorsun.
Birde direksiyonu bir denge aracı gibi görüyorsun dönmek için dengeni sağlamak için değil, kafana göre sağa sola çeviriyorsun dedi. Ve ayrıca gece çıkarız kimse seni görmez bir kaç gün böyle dene kendine güvenin gelsin çıkaracağım
ben o tekerlekleri dedi.

Sonuç: Bizim Pembe (Bisikletin Adı ) Bisikletçiye doğru yola koyuldu. Ayoll gidiyor bisiklet... 

Dip not olur da özellikle İstanbul da denge tekerleği ile bisiklete binen yetişkin birilerini görürseniz kınamayın....
Bisikletim Ben Bir İçin Buyrun...Tık Tık


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Lütfen saygı çerçevesi içerisinde yorumları yapalım.Sosyal hesaplarınızı ve linklerini paylaşmayınız.Hakaret içerikli yorumları yayınlamıyorum. :)

Related Posts with Thumbnails
Tasarım : Merve Canbaz