Yaz ayının bittiği ve soğuk kış günlerinin yaklaştığı bu sonbahar günlerinde bir boşluk yakalayıp kendimizi İstanbul sokaklarına salmanın eğlencesi bir başka oluyor. İstanbul; trafiğine, kalabalığına veya karmaşasına rağmen çok güzel bir şehir. Belki de bir ömür boyu gezseniz bile hep keşfedilecek görülecek yeni bir güzellik karşınıza çıkarıyor.
İşte böyle güzel bir günde bindik vapura attık kendimizi karşıya (Anadolu yakasına). Üsküdar'da vapurdan indikten sonra planladığımız gibi sahili takip ederek Kuzguncuk istikametine doğru yürümeye başladık.
Önce İstanbul da oturmayanlar için şunu belirteyim Anadolu yakası Avrupa yakasına göre daha sakindir trafik ve kalabalık daha azdır. Sahil yolu boyunca yer yer boğaz manzarasını izleye izleye Kuzguncuk'a ulaştık. Burası sanki geçmiş zamandan kalmış gibi Eski cumbalı evler, konaklar, yan yana cami ve kilise görebileceğiniz sessiz sakin bir yer. Güzel kafeler mevcut. 90 ların meşhur dizisi Perihan abla burada çekilmiş. Hatta onun anısına semtte Perihan abla sokağı bile var.
Daha sonrasında sahil yolunu takip ederek Çengel köye kadar yürüdük. Yol üzerinde Beylerbeyi Sarayına girmek istedik ama Pazartesileri kapalı olduğu için şansımıza küsüp devam ettik. Çengel köyde ne yerim derseniz cevap basit kokoreç. Sever misiniz bilmem ama yiyecek olarak kokoreççi meşhur. Ben yumuldum ( 1 yarım bi kaç tanede midye :-)))))
Dile kolay bu ağaç dikildiğinde Osmanlı imparatorluğu yokmuş. O kadar eski ve devasa.
Bu kafe de biraz dinlendikten sonra bir baktık akşam olmuş. Bizde şakayla karışık baya bir yürümüşüz. Dönüşte toplu taşıma kullandık. Evimize geldik. Yorgun ama mutluyduk güzel bir gün geçirmiştik.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Lütfen saygı çerçevesi içerisinde yorumları yapalım.Sosyal hesaplarınızı ve linklerini paylaşmayınız.Hakaret içerikli yorumları yayınlamıyorum. :)